EĞİTİM
İÇERİĞİ
GEVŞEME TERAPİSİ (Her seansta 10 dak.)
1) BEDEN VE SES ORGANLARININ EĞİTİMİ (Bedensel
gevşeme teknikleri)
2)NEFES EĞİTİMİ (diyafram)
A-diyaframdan
soluma
b-derin soluma
c-Soluğu diyafram yardımıyla
tutabilme
d-Soluğu iktisatlı
kullanabilme
3-SES EĞİTİMİ (Rezonans, ses tınılarının yeniden
büyümesi ve çoğalması )
a-sesin
işitilme düzeyi
b-sesin
hız düzeyi
c-sesin
tını düzeyi
d-sesin
değişirlik ve bükümlülük düzeyi
4-KONUŞMA EĞİTİMİ (Fonetik Ses Bilimi)
a-ünlü
ve ünsüz seslerinin çıkış yerleri, söyleniş biçimleri
b-boğumlama
c-ulama
d-vurgu
e-durak
f-alt metin çalışması
eğitim sunucusu OKTAY COŞKUN
DİKSİYON
Anlamlı ve alımlı söz söyleme sanatıdır.
Seslerin, sözlerin,ses ve söze yardımcı olan
öğelerin yerli yerinde kullanılması sanatına diksiyon denir.
DİKSİYONUN AMACI
1-Dil malzamesinin doğru seçilmesi yerinde
kullanılması.
2 sesin ve konuşmayla ilgili diğer imkanların en
verimli şekilde kullanılması
3ses oranlarının etkili kullanılabilmesi
4 vurgu, tonlama, durak gibi unsurların doğru
kullanılması
5 açık, anlaşılır, akıcı ve etkileyici bir
şekilde konuşmak
6 duygu, düşünce ve amaçlarımızı arzu edilen bir
tarzda ortaya koymak
7 toplumda sevilen sayılan biri olmak
8 karşımızdaki insanları etkilemek ve
gerektiğinde yönlendirmek
9 kişilik ve karakterimizi sağlamlaştırmak
10 insanların konuşan bir varlık olmalarını
düşünerek insan olmanın mutluluğunu yaşatmak.
EĞİTİM İÇERİĞİ
GEVŞEME TEPAPİSİ (Her seansta 10 dak.)
1 BEDEN VE SES ORGANLARININ EĞİTİMİ (Bedensel
gevşeme teknikleri)
A
duruş
B
ayaklar
C
dizler
D
bacaklar
E
bel
F
karın
G
sırt
H
göğüs
I
omuzlar
İ
boyun
J
kafa
2 NEFES EĞİTİMİ (Diyafram)
A diyaframdan soluma
B derin soluma
C soluğu diyafram yardımıyla tutabilme
D soluğu iktisatlı kullanabilme
3 SES EĞİTİMİ (Rezonans, ses tınılarının yeniden
büyümesi ve çoğalması)
A sesin işitilme düzeyi
B sesin hız düzeyi
C sesin tını düzeyi
D sesin değişiklik ve bükümlülük düzeyi
4 KONUŞMA EĞİTİMİ (Fonetik ses bilimi)
A ünlü ve
ünsüz seslerin çıkış yerleri, söyleniş biçimleri
B boğumlama
C ulama
D vurgu
E durak
F tonlama
G alt metin çalışması
SÖZ SÖYLEME
Konuşmak konuşmak kadar sınırlı değildir.
Konuşmak bir sanattır. Güzel ve etkili konuşmada diksiyon son derece önemlidir.
Diksiyon sesin güzel çıkışını ve sözlerin doğru seslendirilmesini amaçlayan
sanatın adıdır.hayatımız boyunca değişik ortamlar da farklı kişiler ile zaman
zaman konuşmalar da bulunuruz. (Aile, okul, iş,ev, arkadaş vb)bir bilgiyi bir
mesajı aktarabilmenin en doğru yolu konuşmaktır. Bizim asıl kimliğimiz
dilimizdir. Konuşmalarımız de etkisiz bir kişilik sergilerseniz muhatabınızın
gözünde sili bir intiba bırakırsınız.insanlar bize cebimizdeki kimliğe göre
değil yaptığımız konuşmalara göre değer verir. İnsanların zihninde başarılı,
etkili bir kişilik oluşturmak istiyorsak konuşmalarımıza dikkat etmeli düzgün
anlaşılır cümleler kullanmalıyız. Aslında konuşmada farklı sırlar var gibidir.
İnsanlar önünde konuşmak büyük zevk verir. Başarılı bir konuşmanın ise
insanalar üzerinde gizemli etkileri vardır. İnsanlara allah tarafından
yaradılıştan mükemmeli bir yetenek verilmiştir. Bizler bu yeteneği fark edip
onu en iyi şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız. Düşünün ki doğuştan çok
gür olan sesimiz ne oluyor da sonradan kısılıyor, neden kendimizi rahatlıkla
ifade edilemiyor, içine kapanık insanlar oluyoruz. Şöyele biraz geçmişimize
bakarsak bu soruların cevabını bulabiliriz. Aile ile başlayalım isterseniz.
Henüz yeni konuşmaya başladığınız dönemlerde sürekli bir şeylern söylemek
istersiniz, özgürce bağırmak ses cıkarmak istersiniz. Ancak anne ve babanız
size müsaade etmez sürekli büyüklerinizin yanında konuşmayın, ses çıkarmayın
diyerek sizi susturmaya çalışırlar.
Onları
dinlemediğinizde ise sizi çikolata vermek bahanesi eile yanlarına çağırarak
oracıkta çimdiği bükerler. Sonra siz ailenizde susmayı öğrenirsiniz. Konuşmanın
aslında o kadar önemli bir şey olmadığını susmanın daha erdemli daha güzel
olduğunu öğrenirsiniz.aile eğitiminin oturmaya başladığı dönemlerde okul
çağınız gelir büyük bir heves ile okula başlarsınız. Okula başladığınız ilk gün
heyecanlı biraz da ürkek bir şekilde öğretmeninizi beklersiniz. Evet merakla
beklediğiniz an gelmiştir kapı açılır öğretmen içeri girer şöyle dönüp bir
bakar ve size söylediği ilk söz çocuklar
konuşmayın, sessizlik olur.bunun üzerine susmanın ne kadar da iyi bir şey
olduğunu öğreniriz. Birkaç sınıf atladığımızda artık okula alıştığımız
dönemlerde ders aralarında yanımızdakı arkadaşımız ileakonuşma ihtiyacı
hissedernez. Bunu gören sınıf başkanı ismimizi tahtaya yazar bu da yetmez gibi
yanını bir de carpı atar öğretmen geldiğinde yaptığı ilk şey tahtaya bakmak ve
ismi yazan kişileri cezalandırmak olur. Tabiki bununla da sınırlı değil
özellikle insanlara susmayı teşvik eden çok önemli ata sözlerimiz de vardır.
Söz gümüş ise sükut altındır gibi. Evet kısacası eevde, okulda, sokakta,
susmayı öğreniyoruz. Susa susa konuşmayı unutuyoruz. Maalesef toplum olarak
konuşmayı ve konuşan insanları sevmiyoruz. Sonunda ne mi oluyor ,kendini ifade
edemeyen sesi çıkmayan içine kapanık insanmar olarak toplumdaki yerimizi
alıyoruz. Düzgün konuşma seminerleri ile bu tabuları yıkarak konuşan bir toplum
olmak istiyoruz.istersek bunu başarabileceğimizi biliyoruz. Unutmamalıyız ki
güzel konuştuğunu düşündüğümüz insanmar onlar da bizim gibi onlar da etten
kemikten onların da dili vear bizimde, onlar da uyuyorlar biz de. Bu konuşma
yeteneği ulaşılmaz bir yetenek değildir. Öğle olsaydı eğitimi verilmezdi.
Eğitimin sonunda başarılı olmanız kaygılarından arınarak çalışmanıza,
istemenize ve bu sanatı önemsemenize bağlı.
BEDEN
İyi bir konuşma herşeyden önce seslerin tam ve
anlaşılır söylenmesine bağlıdır. Bunun başarılabilmesi ise bir takım ses
çalışmalarının yapılması ile oluşurn. Öncelikle ses yolunun işlek ve kıvrak
hale getirilmesi zorunludur. Seslerin doğru telaffuz edilebilmesi belli ölçüde
beden hareketlerine bağlıdır. Bu bakımdan beden kaslarının gevşetilmesi için
bazı hareketler yapılması gerekir. Ses yolunda fizyolojik bir bozukluk yoksa
yapacağımız egzersizler iyi bir ses elde etmek için yararlı olabilir. Diksiyon
eğitiminin başlangıcı bedenin farkında olmaktır. Bedenin hangi bölgesinde
kasılmalar oluyor bunların farkında olmamız gerekir. Bedende bariyer
diyebileceğimiz bölgeler organlar vardır. Bunlar düzgün konuşmaya engel olabilir. Dil, çene, dudak, gırtlak bunlardan
bazılarıdır. Bu organların eğitimi diksiyonun alt yapısını oluşturur. Ses
organları eğitimsiz olduğunda diksiyon çalışmalarının her aşamasında tıkanıklar
oluşacaktır.
Bu bölümde beden nasıl gevşer, gevşeme teknikleri
nelerdir bunları inceleyeceğiz.
•
Duruş 1. Yüze
masaj
•
Ayaklar 2. Dil hareketleri
•
Dizler 3. Çene
hareketleri
•
Bacaklar 4. Dudak
hareketleri
•
Bel
•
Karın
•
Sırt
•
Göğüs
•
Omuzlar
•
Boyun
•
Kafa
NEFES
Nefes alma oksijenin burun yollarından, ağızdan,
gırtlaktan ve ses tellerinin soluk borusuyla buronşların bulunduğu hançereden
geçip, akciğere ulaşması ve daha sonra aynı yoldan kirli havanın dışarı
atılmasıyla oluşur. Doğru nefes alma yeteneği için nefesi dört aşamada takip
edeceğiz.
•
Diyafram soluması
•
Derin soluma
•
Soluğu diyafram
yardımıyla tutabilme
•
Soluğu iktisatlı
kullanabilme
1 – diyafram soluması
Doğru
nefes alma diyaframdan yapılmalı , nefesin verilmesinde gırtlak değil karın
kasları kullanılmalıdır. Diyaframdan soluma yapılmadığında ve nefes diyaframdan
kontrol edilmediğinde sesin güzel çıkışı imkansızdır. Diyafram soluması
yapıldığında ciğerlerin alt lopları etkili kullanılır ve ciğerlere en az %50
daha fazla oksijen ulaşır.
Diyafram
soluması ciğerleri aşağıya doğru doldurarak nefes alabilmektir. Bazıları tam
tersine bir hareketle karınlarını içeri doğru çekmektedir oysa nefes
alınırken karın dışarıya itilir verirken
içeriye çekilir. Göğüs kafesine doğru yapılan soluma dar solumadır böyle bir
soluma karın kaslarıyla kontrol edilemez.
Diyaframdan
doğru soluma, akciğerlerimizin alt loplarını etkin bir şekildi kullanmak sureti
ile kaburga kemiklerinin alt hizasindan dışarıya itilece şekilde nefes alabilme
çalışması ile başlar. Göğüs kafesiniz ve omuzlarınız yukarıya doğru kalkıyorsa
hatalı soluma yapıyorsunuz demektir.
Düz
bir zeminde sırt üstü uzanın hızlıca ve kısa aralıklarla sadece eğızdan
soluyun. Nefes alırken göğüs kafesinizin bittiği yerden karından gözlemlenir
hareket var mı kontrol edin.
Ellerinizle
göğüs kafesinizin üzerine bastırın aynı solumayı göğsünüzun alt kısmana doğru
yapın. Hala diyaframdan solumayı yapamadıysanız sırt üstü düz uzanmış bir
şekilde nefesinizi tutun. Bu halde karnınızı dışarı itin ve içeri çekin aynı
şekilde nefes alırken karnınızı dışarı itin verirken içeri çekin. Bu yolla
diyafram solumasını yapabilir hale geleceğiz.
2 – derin soluma
Nefes
olabildiğince derinleşmelidir. Göğüsten nefes alanlar için derinlik
zayıflıktır. Derin derin nefes alıp verdikçe akciğerlerin kapasitesi artacak ve
daha fazla havanın kullanımı mümkün olacaktır. Göğüsten solumaya devam
ettiğimiz sürece derinliği arttıramayız. Soluma her zaman diyaframdan olacak
nefesi alış, veriş ve tutuş süreniz 1-4-2 formülüne uygun olacak. Yani
nefesimizin iki saniyede almışsak sekiz saniye içeride tutacağız dört zsaniyede
vereceğiz.
Nefes
aldığınızda akciğerlerinizi zçorlayı son haline kadar alın ve tutun soluğunuzu
tutarken ağzınızın ve gırtlağınızın açık olmasına dikkat edin. Aldığınız nefesi
yavaş yavaş boşaltın karın büzülünceye kadar devam edin. Başlangıcta
ciğerleriniz ideal miktarda büyümez devam ettikçe her defasında kapasitenin
daha iyi kullanıldığını göreceksiniz.bu çalışmaları bir seansta 10 defadan
fazla yapmayın.
3 – soluğu diyafram yardımıyla ile tutma
Özel
bir eğitim almamış olanların çoğu derin nefesi gırtlaklarını sıkarak
tutmaktadırlar. Gırtlar tamamen açık ve gevşek olduğu halde karın kaslarımızın
yardımı ile havayı içeride tutabilmeliyiz .iğer gırtlağı sıkarak havayı içeride
tutarsak gırtla çabuk yorulur ses bozulur nefes hemen boşalır ve yetersiz
kalır.
Derin nefes alın nefesinizi bekletin beklertken
gırtlağınızın gevşek ve boş olmasınaı dikkat edin gırtlağnızı kesinlikle
kapatmıyrosunuz öğlece dayanabildiğiniz kadar bekleyin .
Derin
nefes alın ve gırtlağınızı açık tutun kısa ve kesik soluma yapın akciğerleriniz
dolu iken sık sık çok az miktarda alıp veriyorsunuz bunu yaparken karın
bölgenizdeki hareketlenmeyi fark edin.
Derin
nefes alın parmağınızı dudaklarınıza çok yakın tutun ve hafifce üfler gibi
yapın çıkan havanın oluşturduğu ısıyı hissedin havanın mümkün olduğu kadar
yavaş çıkmasına özen gösterin. Aynı çalışmayı mum ateşinde yapın dudaklarınıza
yakın tuttuğunuz mum ateşine hafifce üflüyorsunuz ve mumu söndürmüyorsunuz.
4 – soluğu iktisatlı kullanma
Ses çıkarmaya başladığınızda hava bir çırpıda boşalıp bitmemelidir aynı hava
ile daha fazla ses çıkarabilmeniz
gerekir.
Derin nefes alın (f) sesi ile ateşe üfler gibi
havayı boşaltın.
Derin nefes alın (f) sesi ile havlar gibi havayı
boşaltın.
Derin nefes alın (s) sesi ile kesintisiz havayı
boşaltın.
Derin nefes alın (s) sesi ile kesintili havayı
boşaltın.
Derin nefes alın (s) sesi ile havayı kuvvetlice
havayı boşaltın.
Derin nefes alın (s) sesi ile zayıf bir şekilde
havayı boşaltın.
Ayakta iken 180 derecede bedeni enine ikiye
ayırıp soluğu yanardağından lav fışkırması gibi tavana yollayınız. Ayakta iken
180 derece başımız geride soluğu tavanı boyar gibi yolluyoruz.
NEFES AÇMA EGZERSİZLERİ
•
Eğilip sırt
kaslarının yardımı ile nefes alma
•
Soluğu tavana
yollama
•
Soluğu karşıya
yollama
•
Ciğerlerin
vakumlanma çalışması (bir seansta iki defadan fazla yapma)
•
Ayakta nefes al,
yere eğilerek boşalt, kalkarken doldur, karşıda belirlediğin bir noktada
boşalt.
SES
Ciğerlerden gelen havanın ses yolunun herhangi bir noktasındaki
boğumlanması ile oluşan ve yayılarak kulaklarla algılanan titreşime ses denir.
Sesin saniyedeki titreşim sayısına perde denir.
Sesler ses yolu denilen akciğerlerden başlayıp boğaz, gırtlak,
damak,dil, diş ve dudakların çeşitli hareketleri ile oluşur. Güzel ve etkili
konuşmada önemli bir konu sesin mükemmel çıkışıdır.
Sesin mükemmel çıkışı ses çıkışı ile nefesin arasında başarılı bir
uyum oluşturmasını gerektirir. Doğal ses hiçbir zorlama görmeden çıkan sestir.
Ses konusunda bizin sloganımız doğal ses doğal nefes, özgür ses özgür nefes
olacaktır. Sesiniz, tutumunuzu, duygularınızı ve iç durumunuzu yansıtır iç
dünyanızın bir aynasıdır. Sesli anlatımların başlıca öğeleri ses hacmi, ses
perdesi, tonlama, kalite, hız, lehçe ve stildir.
Ses konuşan kişinin o andaki ruhsal ve zihinsel durumunu yansıtır.
Konuşan kişi ses aracılığı ile söylediği şeye ait duyguları açığa vurur. Ses,
konuşanın duyğu durumunu, coşkusunu ya da tutumunu belirleyen bir göstergedir.
Düzgün sesin dört temel öğesi vardır.
•
Sesin işitilme
düzeyi
•
Sesin değişirlik
bükümlülük düzeyi
•
Sesin tını düzeyi
•
Sesin hız düzeyi
1 Sesin işitilme düzeyi
Bazı insanların sesleri bir metre mesafeden bile
güç lükle mduyulabilmektedir. Böyle bir sesle yapılan bir konuşmanın
anlaşılabilmesi son derece güçtür dinleyiciler dinlerken çok çabuk sıkılırlar.
Ses dinleyiciler tarafından işitilebilecek kadarn yüksek olmalıdır. Normal ses
kalabalık akitlenin en uzağına ulaştırılacak kadar yüksek çıkmalıdır.
Ancak yüksek ses bağırmaya dönüşmemelidir.
Yüksek ses fırlatacağız tek nefeste 20 metre
mesafedeki bir insana sesimizi rahatlıkla duyurabilecek şekilde ( bi, be, ba,
bo- pi, pe, pa,po,-di,de,da,do)
Elinizi duvara dokunun soluk alarak 10 a kadar
sayın sonra duvarı kuvvetle itin tekrar sayın.
2 – sesin değişirlik bükümlülük düzeyi
Konuşurken
sesin çıkışı monoton olmamalıdır. Ses yüksek, alçak tonda, hızlı, yavaş
arasında, duraklamalı, duraklamasız, vurgulu, vurğusuz arasında değişerek
çıkmalıdır. Sesin değişirliğini bükümlülüğünü sesin müzikselliği olarak da
tanımlayabiliriz. Sesin bükümlü çıkışı ses perdersinde değişiklik yapmakla
mümkündür.
(do,re, mi, fa, sol, la, si, do) notalarını
düşünün her bir notayı farklı bir perdeden çıkarıyorsunuz. Gırtlağınızı
küçültüp yukarı doğru yaklaştırdıkça ses incelir. Tersini yaptıkca ses
kalınlaşır.
3 – sesin tını düzeyi
Ses organları gerildikce sesin güzelliği bozulur.
Gerilmiş bir gırtlak ve ağız, gerilmiş kaslar, sesi daha yırtıcı bir hale
getirir ve hoşagidicilik özelliğini yitirir.
“ah” hecesini fısıltıyla başlayıp git gide
tonlayarak yüksek bir ses elde edinceye kadar yenileyin. Daha sonra yüksek
sesten fısıltıya inin.
4 – sesin hız düzeyi
Sesin hız düzeyi duygu durumuna göre sürekli
değişir. Sesin hızı öfke, korku, telaş, heyecan gibi durumlarda artar, sevgi,
saygı, üzüntü gibi durumlarda azalır.
Böyle bir hileye başvuracak kadar alçalacağın hiç
aklıma gelmezdi.(hızlı)
Bu derece iyi bir insan ömrümde görmedim.(yavaş)
ÜNSÜZLER
Yanında başka bir sese (ünlüye) ihtiyaç duyan
bağımlı seslerdir.(b,p,m,f,v,d,t,s,z,n,y,c,ç,j,ş,l,g,k,h)
Cıkış
biçimleri
•
Çift dudak b,p,m
•
Diş dudak f, v
•
Dil ucu diş d,t
•
Dil ucu diş
eti s,z,n,r
•
Dil ön damak
y,c,ç,j,ş
•
Dil ucu ön
damak l
•
Dil orta damak g,k
•
Gırtlak h
(Ğ) harfi bir sesi değildir. Dilimize anlak
karışıklığını önlemek için girmiştir. Ses bilimcileri bu harfin desibel
değerini ölçmüşlerdir. Bu harfin desibel değeri (0) dır
Yoğurt –yo-rt
şekli ile söylenir
FONETİK SES BİLİMİ
BİR dilin seslerini oluşumlarını, boğumlama
özellikleri, kelimelerdeki sıralanışları, yüklendikleri görevler ve uğradıkları
çeşitli değişimler açısından inceleyen gramer dalına fonetik denir. Fonetik ses
bilimi seslerin hangi organlardan nasıl çıktığını, sınıflarını inceler.
•
Ünlü sesler
•
Yazı dilinde bir tane “a” vardır. Konuşma
dilinde iki tane “a” sesi vardır.
Bunlardan biri kalın a diğeri ise ince al dır.
Kapı- kalın
Lale- ince
Kar- kalın
Kar – ince
(e) yazı dilinde bir tane e vardır. Konuşma
dilinde iki tane e vardır. Bunlardan biri açık e diğeri kapalı e dir
Eş,
sen, ben, sene – açık e dir
Nemli,
önemli, gençlik, tempo, zengin, kendi, kendi kendine, belli, belki, en, zengin,
renk, cennet, cehennem, benzin, zenci –kapalı e dir.
(ı) yazı dilinde bir tane ı vardır. Kanuşma
dilinde iki tane ı sesi vardır. Bunlardan biri açık ı diğeri kapalı
ı dır
Iğıl ığıl – kapalı ı dır.
Ilık
– açık ı dır.
•
Yazı dilinde bir
tane i vardır. Konuşma dilinde iki tane i sesi vardır. Bunlardan biri açık i
diğeri kapalı i dir.
İğne - açık i dir.
İplik – kapalı i dir.
(o) yazı dilinde bir tane o vardır. Konuşma dilinde iki tane o sesi
vardır. Bunlardan biri açık o diğeri kapalı o dur.
Soğuk - kapalı o dur.
Kor - açık o dur.
(ö) yazı dilinde bir tane ö vardır. Konuşma dilinde iki tane ö sesi
vardır. Bunlardan biri açık ö diğer kapalı ö dür.
Söğüt - kapalı ö dür.
Ördek -açık ö dür
(u) yazı dilinde bir tane u vardır. Konuşma dilinde iki tane u sesi
vardır. Bunlardan biri açık u diğeri kapalı u dur.
Uğur -
kapalı u dur
Uzun
– açık u dur.
(ü) yazı dilinde bir tane ü vardır. Konuşma
dilinde iki tane ü sesi vardır. Bunlardan biri açık ü diğeri kapalı ü dür.
Düğün - kapalı ü dür
Dün
– açık ü dür
2—ünsüz sesler
Çift
dudak (b,p,m)
•
Dudakların birleşip
açılması ile meydana gelir.
Baş, boş, bıçak, bebe, balık, balon
Kelime sonunda “p” ye dönüşür.
Kitap, kap, hesap, çorap (kitabı, kabı, hesabı, çorabı)
Gerçekten p ile biten sesler
değişmezler.
Sap- sapı, çöp- çöpü- tüp-tüpü, top- topu, hap- hapı, kulp- kulbu
Bi be ba bo bu bü bö bı
Bil bel bal bol bul bül böl bıl
Bit bet bat bot but büt böt bıt
Bip bep bap bop bup büp böp bıp
Bir ber bar bor bur bür bör bır
Bis bes bas bos bus büs bös bıs
(p) dudakların birleşip açılması ile ve açılma
esnasında havanın dışarı fırlatılması ile meydana gelir.
Paça,
peçe, paket, pilot, papyon, papatya, plak, plan, proje
Pi
pe pa po pü pö pı
Pil
pel pal pol pül pıl
Pit
pet pat pot püt pıt
Pip
pep pap pop püp pıp
Pir
per par por pür pır
Pis
pes pas pos pus püs pös pıs
(m) dudakların birleşip açılması ile açılma
esnasında damağın hafif aralanması ile meydana gelir.
Mama,
maalesef, macera, misket, muz, makine, mendil
Mi
me ma mo mu mü mö mı
Mil
mel mal mol mul mül möl mıl
Mit
met mat mot mut müt möt mıt
Mip
mep map mop mup müp möp mıp
Mir
mer mar mor mur mür mör mır
Mis
mes mas mos mus müs mös mıs
Diş dudak (f,v)
(f) üst kesici dişlerin alt dudağın üstüne
dokunup açılması ile meydana gelir.
Fakat,
faraş, farfara,fatura, falaka, fayans,fifa, fiske, füze, film
Fi
fe fa fu fü fö fı
Fil
fel fal ful fül föl fıl
Fit
fet fat fut füt föt fıt
Fip
fep fap fup füp föp fıp
Fir
fer far fur für för fır
Fis
fes fas fos fus füs fös fıs
(v) üst kesici dişlerin alt dudağın üstüne
dokunup açılması ile meydana gelir.
Vagon,vadi,
vestiyer, vergi, vapur, vakit, vasiyet, varis
Vi
ve va vo vü vö vı
Vil
vel val vol vül völ vıl
Vit
vet vat vot vüt vöt vıt
Vip
vep vap vop vup vüp vöp vıp
Vir
ver var vor vur vür vör vır
Vis
ves vas vos vus vüs vös vıs
Dil ucu diş (d,t)
d) dilin damağın ön kısmına üst diş köklerine
dokunması ile oluşur.
Dede, davul, dayı, düdük, dam, dal, diş, direnç,
dudak
Di de da do dü dö dı
Dil del dal dol dul dül döl dıl
Dit det dat dot dut düt döt dıt
Dip dep dap dop dup düp döp dıp
Dir der dar dor dur dür dör dır
Dıs des das dos dus düs dös dıs
Kelime sonunda t ye dönüşür. Ancak anlamca ayrı
olup söylenişleri benzeyen birkaç kelimeyi ayırmak için d yazılır ( ad-isim,
at-hayvan,od-ateş,ot-bitki,had-derece,hat-çizgi)
(t) dilin damağın ön kısmına üst diş köklerine
dokunması ile oluşur.
Tokat,tabak,
tatlı, tablo, tarih, tiyatro, tepsi, tulum, tasma
Ti te ta to tu tü tö tı
Til tel tal tol tul tül töl tıl
Tit tet tat tot tut tüt töt tıt
Tip tep tap top tup tüp töp tıp
Tir ter tar tor tur tür tör tır
Tis tes tas tos tus tüs tös tıs
Dil ucu diş eti (s,z,n,r)
(s) dudaklar açıktır dilin ucu alt diş köklerine
yaklaşır hava dilin arasından tonsuz olarak sızar.
Saat, sabah, saman, saksı ,sıska, servis, seksek,
seminer, soğan
Si se sa so su sü sö sı
Sil sel sal sol sul sül söl sıl
Sit set sat sot sut süt söt sıt
Sip sep sap sop sup süp söp sıp
Sir ser sar sor sur sür sör sır
Sis ses sas sos sus süs sös sıs
(z) dudaklar açıktır dilin ucu alt diş köklerine
yaklaşır hava dilin arasından tonlu olarak sızar.
Zil, zeka, zarar, zengin, zahmet, zalim, zikzak,
zarf, zambak
Zi ze za zo zu zü zö zı
Zil zel zal zol zul zül zöl zıl
Zit zet zat zot zut züt zöt zıt
Zip zep zap zop zup züp zöp zıp
Zir zer zar zor zur zür zör zır
Zis zes zas zos zus züs zöz zıs
(n) dilin damağın ön kızmına diş köklerine
dokunup açılması ile meydana gelir
Nane,
naylon, nakit, nine, nesne, nafaka, nafile, nargile, namaz
Ni ne na no nu nü nö nı
Nil nel nal nol nul nül nöl nıl
Nit net nat not nut nüt nöt nıt
Nip nep nap nop nup nüp nöp nıp
Nir ner nar nor nur nür nör nır
Nis nes nas nos nus nüs nös nıs
(r) dil ucunun yukarıdaki kesici dişlere yakın
noktada meydana getirdiği kapağın bir çok defa açılıp kapanması ile meydana
gelir.
Radyo, reklam, rüzgar, rahat, roket, rekor,
rehin, rehber, rabıta
Ri re ra ro ru rü rö rı
Ril rel ral rol rul rül röl rıl
Rit ret rat rot rut rüt röt rıt
Rip rep rap rop rup rüp röp rıp
Rir rer rar ror rur rür rör rır
Ris resk ras ros rus rüs rös rıs
Dil ön damak (y,c,ç,j,ş)
(y) dil ortası ile ön damak arasında çıkar.
Yoğurt, yelek, yaya, yelpaze, yaz, yarış, yelken,
yalan, yamyam
Yi ye ya yo yu yü yö yı
Yil yel yal yol yul yül yöl yıl
Yit yet yat yot yut yüt yöt yıt
Yip yep yap yop yup yüp yöp yıp
Yir yer yar yor yur yür yör yır
Yis yes yas yos yus yüs yös yıs
•
Dişler birbirine
yaklaşır dil ucu dişlerin ön kenarına yayılır alt çene aşağıya doğru düşerek
çıkar.
Cambaz, cam, cacık ,coşkun, cömert, cüce, cümle, cılız, cıvata
Ci ce ca co cu cü cö cı
Cil
cel cal col cul cül cöl cıl
Cit cet cat cot cut cüt cöt cıt
Cip cep cap cop cup cüp cöp cıp
Cir cer car cor cur cür cör cır
Cis ces cas cos cus cüs cös cıs
(ç) c harfinden biraz daha sert olarak çıkar.
Çıkış biçimi aynıdır.
Çiçek, çakı, çalı, çörek, çürük, çivi, çıta, çam,
çatal
Çi çe ça
ço çu çü çö çı
Çil çel çal çol çül çöl çıl
Çit çet çat çot çüt çöt çıt
Çip çep çap çop çup çüp çöp çıp
Çir çer çar çor çur çür çör çır
Çis çes ças ços çus çüs çös çıs
(j) dişler birbirine dil sırtında katı damağa
yaklaşır havanın dil arasından sızmasıyla oluşur.
Jeton, jiklet, jile,jandarma, jest,japon, jale
Ji je ja jo ju jü jö jı
Jil jel jal jol jül jöl jıl
Jit jet jat jot jüt jöt jıt
Jip jep jap jop jüp jöp jıp
Jir jer jar jor jur jür jör jır
Jis jes jas jos jus jüs jös jıs
(ş) dişler birbirine dil sırtıda katı damağa
yaklaşır havüa dil arasından çıkar.
Şantiye, şişe, şarkı, şeker, şurup, şaşı, şile,
şifre, şok, şıra
Şi şe şa şo şu şü şö şı
Şil şel şal şol şul şül şöl şıl
Şit şet şat şot şut şüt şöt şıt
Şip şep şap şop şup şüp şöp şıp
Şir şer şar şor şur şür şör şır
Şis şes şas şos şus şüs şös şıs
Dil ucu diş (l)
(l) dil ucu damağın ön kısmına bir de daha
gerisine dayanır hava dilin yanlarını titreterek çıkar.
Labirent, lacivert, laçka, lodos, lahana, limon,
lise, lokanta, losyon, loş
Li le la lo lu lü lö lı
Lil lel lal lol lul lül löl lıl
Lit let lat lot lut lüt löt lıt
Lip lep lap lop lup lüp löp lıp
Lir ler lar lor lur lür lör lır
Lis les las los lus lüs lös lıs
Dil orta damak (g,k)
(g) dil sırtının damağın gerisini bir de damağın
daha ön kısmını kapatmasıyla meydana gelir.
Gar, gıcık, gocuk, guguk, gel, gör, git, gah
Gi ge ga go gu gü gö gı
Gil gel gal gol gul gül göl gıl
Gik gek gak gok guk gük gök gık
Gip gep gap gop gup güp göp gıp
Gir ger gar gor gur gür gör gır
Gis ges gas gos gus güs gös gıs
(k) dil sırtının damağın gerisini bir de damağın
daha ön kısmını kapmasıyla meydana gelir.
Kel, kör, kir, katip, kaba, kaya, kaçak, kadın,
kal
Ki ke ka ko ku kü kö kı
Kil kel kal kol kul kül köl kıl
Kik kek kak kok kuk kök kık
Kip kep kap kop kup köp kıp
Kir ker kar kor kur kür kör kır
Kis kes kas kos kus küs kös kıs
Gırtlak(h)
(h) bir soluk harfi olup ağızın kalın a ünlüsünü
çıkardığı durumda meydana gelir.
Haberci, hacamat, halbuki, hücre,hüviyet
Hi he ha ho hu hü hö hı
Hil hel hal hol hul hül höl hıl
Hit het hat hot hut hüt höt hıt
Hip hep hap hop hup hüp höp hıp
Hir her har hor hur hür hör hır
His hes has hos hus hüs hös hıs
BOĞUMLANMA
Ünlü ve ünsüz sesleri tam bir belirginlikle
seslendiresbilenler sağlam boğumlanma yaparlar. Boğumlanma yeteneğimizin
gelişmesi için ses organlarımızın zorlandığı tekerlemeleri bol bol
seslendirmemiz sorunumuzu çözmemize yeterli olacaktır. Boğumlanma yeteneğinin
gelişmesi için her türlü metnin sesli bir şekilde okunması gerekir.
ABANA DAN ADANA YA ABARTA ABARTA APAR TOPAR
AHLATLA AĞDALI AHMAK ADEMİN AVADANLIKLARINI APARANLARDAN ACAR ABDULLAH İLE
APTAL ABDİ AKŞAM AKŞAM BİZE GELDİ.
IĞDIR IN IĞIL IĞIL AKAN ILIMAN IRMAĞININ KIYILARI
IKLIM TIKLIM ILGIN KAPLIDIR.
OKMEYDANI NDAN OĞUZELİ NE OTOSTOP YAP; OLTU DA
VOLTA AT, OLTA AL; ORHANGAZİ DE ORHANELİLİ ORHAN A OROSTOPOLLUK ÖĞRET; SONRA DA
OSMANCIKLI OSMAN A OTOYDU, TOTOYDU, FOTOYDU, SAY DÖK
ULUBORLULU UTANGAÇ ULVİYE İLE URLALI UĞURSUZ ULVİ
UĞRAŞA UĞRAŞA URFA DAKİ URGANCILARA UZUN UZUN, ULAM ULAM URGAN SATTILAR.
EĞER ELŞKİRTLİ ELEŞTİRMEN EŞREF İLE EDREMİTLİ
BEDRİ Yİ EGE NİN EN İYİ EĞECİSİ BİLİYORLARSA, BEN DE ERMENEKLİ ERDEM ERGENENİN
EN İYİ ELEKTRİKÇİSİDİR DERİM.
İBİBİKLERİN İBİKLERİNİ İYİCE İYİLEŞTİRMEK İÇİN
İSTİNYELİ İSTİFÇİ İBİŞ İN İSTİF İSTİF
İSTİRİDYELERİMİ Mİ, YOKSA, İSKİLİPLİ İSPİNOZ İŞPORTACI İSHAK IN İŞLİĞİNDEKİ
İBRİŞİMLER Mİ DAHA İYİ, BİLEMİYORUM.
ÖZBEZÖN ÜN ÖZBEÖZ
ÖDEMİŞLİ ÖĞRETMENİ ÖZGÜRARSLAN İLE ÖZGÜLUSLAN ÖZELLİKLE ÖZERK ÖN
ÖĞRETİMDE ÖYLESİNE ÖZVERİLİ, ÖVÜNÇ VERİCİ VE ÖVGÜYE DEĞER KİŞİLER Kİ, HANİ TÜM
ÖĞRETİM ÖRGÜTLERİ İÇİNDE EN ÖZGÜN ÖRNEK ONLARDIR DİYEBİLİRİM.
ÖZELLİKLE ÖZERKLİK ÜZERİNE ÖZDEMİR E ÖZGÜ ÖZGÜN
VE ÖZGÜL ÖZELLİKLERİ İZLEYEN ÖZBEKLİ ÖZKAN İLE ÖZAKMAN, İZGAN UZKEN, ÖZÜLKEN,
OZANLARA UZANARAK EZELİ ÜZÜNTÜLERİNİ AZALTTILAR AZALTTILAR, SONRA DA AZATLIK
KUŞLARI AZAT EDEREK YAN GELİP YATTILAR.
ÜNSÜZLERE İLİŞKİN ALIŞTIRMALAR
•
FARFARACI FİKRİYEL
İLE FAVORİLİ FASA FİSO FAHRİ FATSALI FATMA YI GÖRÜNCE, FESLEĞENCİ FEYLESOF
FEYYAZ I, FINDIKÇI FERHUNDE Yİ ANIMSAYARAK FEVERAN ETTİLER, FELEMENKTE
FELEMENKLERİN FELEMENKÇE Mİ KONUŞTUKLARINI DÜŞÜNE DÜŞÜNE FERTİĞİ ÇEKTİLER.
FERMANLI FABRİKATÖR FARMASON FUAT FİLDEN, FİİLDEN, FISILTIDAN,
FOSİLDEN, FLÜTTEN, FİLİTTEN, FÖTRDEN, FELLİK FELLİK KAÇAR.
PINARBAŞI NIN PİNPİRİK POMPACISI PÖTÜRGELİ PAZVANTOĞLU PUSATÇI,
PAKSALYADAN PALASKASIZ PİSBIYIK PASKAL PASİN, PÜLÜMÜRLÜLERE PÜLVERİZATÖRÜN
TÜRKÇESİNİ SATMIŞ.
PÜLVERİZATÖRÜN TÜRKÇESİ NE Mİ? PÜSKÜRTEÇ
MARMARA DAKİ MARMARİSLİ MERMERCİLER MERMERCİLİĞİ MESLEK EDİNMİŞLER,
AMA MAMAK TAKİ MAMACILAR MANYETEZMACILIKLA MARMELATÇILIĞI MESLEK EDİNEMEMİŞLER.
VIRVIRCI VEDİA İLE VIDI VIDICI VELİ VELİNİMETİ VATMAN VAHİT E
VİLAYETTE VEDA EDİP VEFA YA DOĞRU VAVEYLASIZ, VELEVASIZ VELESPİTLE VOLTA
VURURLARKEN VOLEYBOLCU VATRAN, VİRTİÖZ VİCDANİ VE VİRANŞEHİRLİ VATANSEVER
VİYOLONSELİST VECİBE İLE KARŞILAŞTILAR.
BABAESKİLİ BABACAN BAHRİ BEBERUHİ İLE BIYIKSIZ BIÇKICI BINGILDAK
BİGALİ BİKES BAHİR İN BİGADİÇ TEKİ BONBON BONMARŞESİNE VARMIŞLAR, ORADAKİLERİN
YÜZLERİNE BÖN BÖN BAKARAK, BÜYÜLÜ BÜYÜK BUHURDANLIĞI BUĞULU BUĞULU BOŞALTIP
BOMBOŞ BIRAKMIŞLAR, SONRA DA BODRUMDA GÖZDEN KAYBOLMUŞLAR.
BİR BERBER BİR BERBERE BRE BERBER GEL BERİ BERABER BİR BERBER DÜKKANI
AÇALIM DEMİŞ.
SAZENDE ŞAZİ İLE ZİFOS ZİHNİ ZAMAN ZAMAN SİZİN SOKAĞIN SAĞ KÖŞESİNDE
SİNSİ SİNSİ FİSKOSLAŞARAK SİZİ ZİBİDİ SUZİ YE SONSUZ VE SORUMSUZ BİR
HAYASIZLIKLA İKİDE BİR ŞİKAYET EDERLER.
SASON UN SUSUZ SAZLIKLARINDA SADECE SOĞANLA SARIMSAK YETİŞEBİLECEĞİNİ
SÖYLEYEN SAMSUNLU SEBZECİLERİN SÖZÜNE SİZLER DE SESSİZCE VE SEZGİLERİNİZE
SIĞINARAK İNANABİLİRSİNİZ.
ŞAVŞATLI ŞABAN, ŞARKIŞLALI ŞİPŞAKÇI ŞEKİP, BİR DE ŞIPSEVDİ ŞEHİME
ŞİŞHANE DEN ŞEYTANKUŞU MU, ŞÖMİNE MAŞASI MI, MASA ŞEMSİYESİ Mİ, ŞOSON MU,
ŞEZLONG MU NE BİR ŞEYLER ALMAYA GİTTİLER.
ŞİŞ ŞİŞEYİ ŞİŞLEMİŞ, ŞİŞE KEŞİŞE KİŞ DEMİŞ.
ÇAPAKÇURLU ÇAPAÇUL ÇARKÇIBAŞI ÇAYLAK ZÜLKÜF, ÇATALCALI ÇAKMAKÇI ÇİVİT
CAHİT E : BEHEY ÇAÇABALIĞI, ÇEPİÇ, ÇERÇİ, ÇAKALOZ, ÇAYIRHOROZU, ÇÖPÇATAN,
ÇURÇUR, ÇİRİŞOTU DEMİŞ
ÇATALAĞZI NDA ÇATALSIZ ÇATALCALI ÇATALCININ ÇARPIK ÇURPUK ÇANÇİÇEĞİNİ ÇALÇENE ÇORUHLUYA ÇARPTIRMASINA
NE DERSİN?
ÇATALCADA TOPAL ÇOBAN ÇATAL YAPIP ÇATAL SATAR, NESİ İÇİN ÇATALCA DA
TOPAL ÇOBAN ÇATAL YAPIP ÇATAL SATAR?
KARI İÇİN ÇATALCA DA TOPAL ÇOBAN ÇATAL YAPIP ÇATAL SATAR.
TAHRİLLİ VE TALİHLİ TENTÜRDİYOTÇU TETİK TAHİR LE TAHTERENUVALLİCİ
TEKİNSİZ TEVFİK İN TALİMHANEDE TERS TÜRS KONUŞARAK TERTER TEPİNİP TİR TİR
TİTREMELERİ TURHALLI TOMBUL TURGUT U TIPIŞ TIPIŞ TOSBAĞA SOKAKTAKİ TÖNBEKÇİYE
DOĞRU YÜRÜTTÜ.
JURNALCİ JALE İLE JENERATÖR MÜJGAN, JAPONYA DAN JİLET, JANT, JET,
JAMBON, JELATİN, JARTİYER, JETON,JARSE, JAPONGÜLÜ GETİRDİLER.
LEHİSTANLI LANGUR LUNGUR LİKORİNOZ LAFEBESİ LOSTROMO, LÜLEBURGAZLI
LEYLA İLE LALELİLİ LALE YE LEBLEBİ İLE LİKÖR İKRAM ETMİŞ.
LÜPÇÜLER, LÜTFEN LÜZUMLU LÜZUMSUZ LAKIRDILARI BIRAKIN DA LÜFERLERİNİZİ
YİYİN, LÜLELERİNİZİ TÜTTÜRÜN.
NOBRAN NADİR İN NALLAHAN DA NANERUHU, NALIN, NARENCİYE, NERGİS ALIP
SATTIĞI, NAMLI NESRİN E NAZİKANE NAZIM, NESİR, NESEP, NESİÇ, NEMELAZIMCILIK,
NEZAKET, NİKELAJ, NÜANS, NÜMAYİŞ, NUKUT, NOEL, NÖBETŞEKERİ ÜZERİNE NUTUK ATTIĞI
SÖYLENİYOR.
RAMAZANDA RİZELİ REMZİ RÜKÜŞ RÜMEYSA YA RASTLAMIŞ DA; RÖMORKÖR,
RİZİKO, ROKOKO, RUHÜLKUDÜS, RÜZGARGÜLÜ, RIH,ZIRH,REHABİLİTASYON, RIZK, ROT,
ROP, RİNT, RİNG, RAY, RADYOAKTİVİTE VE RAB NEDİR DİYE SORMUŞ.
ZONGULDAKLI ZALOĞLU ZÖHRE NİN KIZI ZÜHAL ZİBİDİ ZEKİ Yİ ZİYAFETTE
ZİLZURNA GÖRÜNCE ZIVANADAN ÇIKMIŞ; - BERİ BAK ZİBİDİ ZEKİ! DEMİŞ ,SEN ZEVÇ
DEĞİL, ZAHİREN ZAHİRECİ, ZALİM, ZEVZEK, ZİKZAKLI, ZÜĞÜRT, ZÜPPE, ZIRTAPOZUN VE
DE ZERZEVETIN, ZİRZOPUN TEKİSİN
SEDAT TINAZ IN BÜTÜN TASASI SURATSIZ TEYZESİNE RASTLAMADAN SET ÜSTÜNDE
SIRTINI ZERZEVAT SEPETİNİN PİS TEPESİNE SÜRTEN SISKA SÜLÜK TAZISINI TUZ TORTUSU
TÜTSÜSÜNE TUTMASIYDI.
ISSIZ DİVRİHİSAR IN SARSINTISIZ ŞOSESİ ÜSTÜNDE ZIRILTISIZ SIZINTISIZ
BİR YAZ KÖŞESİ SEÇİP SAZSIZ CAZSIZ VE SUSUZ, İÇKİSİZ SIRF SOSİSONLA İŞSİZ BİR
YAZ SÜRMEK İSTEYEŞİMİZİN SIRRINI SEZİŞİNİZE SERZENİŞSİZCE SUSTUM
ŞU KÖŞE YAZ KÖŞESİ, ŞU KÖŞE KIŞ KÖŞESİ, ORTADAKİ BOŞ SU ŞİŞESİ.
PAŞA TASI İLE BEŞ HAS TAS KAYISI HOŞAFI.
CEMİL, CEMİLE, CEMAL CUMALARI CİLALI CÜCE CANİP İN CİCİLİ BİCİLİ
CUMBALI CİTEVİNDE CÜMBÜR CEMAAT CACIKLI CİVCİVLE CÜCÜKLÜ CACIK YERLER, SONRA DA
CEBECİLİ CİNGÖZ COĞRAFYACININ CİNCİ CİCİANNESİNİN CIRCIRBÖCEĞİNİ DİNLERLER.
OCAK KIVILCIMLANDIRICILARINDAN MISIN, KAPI GICIRDATICILARINDAN MISIN?
NE OCAK KIVILCIMLANDIRICILARDANIM, NE KAPI GICIRDATICILARINDANIM.
DADAYLI DADIMIN DODURGALI DÜDÜK DELİSİ DEDESİ DİLİNE DOLADIĞI
DEBDEBELİ DEDİM DEDİSİYLE DIRDIRINI DİLİNDEN DÜŞÜRÜP DE BİR KEZ OLSUN DOYA DOYA
DÜDEN DİYEMEDEN, DÜDENİN DALLARA DOLDURDUĞU DOYUMLUK YEMİŞLERDEN DOYASIYA
YİYEMEDEN DARIDÜNYADAN GÖÇÜP GİTTİ.
DÜŞKÜN DÜŞÜNDEŞ DÜŞÜNSELDE DÜŞÇÜ DÜŞÜMSELLİKLE DÜŞÜNCELEME
DÜŞSELLİĞİNİ DÜŞÜNÜDEN DÜŞÜRMEZ. DÜŞÜRÜRSE EĞER, DÜŞÜNCELLİK DÜŞÜNCESİZLİKLE
DÜŞÜNDÜRÜCÜ BİR DÜŞÜNSELLİK KAZANIR.
VEDAT I CADDEDE DURDURDUM DA DEDİM Kİ; - ŞU DARIDÜNYADA DELİLERE
DERTLİ DEDELER İÇİNDE DİDİNDİN DURDUN DA KENDİ DERDİNİ DÖKÜP DEREDEN TEPEDEN
DÖRT ÇİFT LAKIRDI EDECEK BİR HEMDERDİ NEDEN BULAMADIN?
KENDİRLİ DEN KEMENÇECİ KEKEME KERİM KENTLERİN KEŞMEKEŞLİĞİNE KESENKES
KARŞI ÇIKIYOR VE KEŞKE KEŞAN DA KEŞKEKÇİLİKLE KESMEŞEKERCİLİK YAPARAK KERESTE,
KEREVET, KEREVİZ, KETENHELVA, KENDİR, KENEVİR, KEMENÇE, KELEM, KEKİK, KEKLİK,
SATIP KELEPİRCİLİK EDEREK RAHATIMA BAKSAYDIM DİYOR.
BİR TARLAYA KEMEKEN EKMİŞLER, İKİ KÜRKÜ YIRTIK KEL KÖR KİRPİ DADANMIŞ:
BİRİ ERKEK KÜRKÜ YIRTIK KEL KÖR KİRPİ, ÖTEKİ DİŞİ KÜRKÜ YIRTIK KEL KÖR KİRPİ.
KÜRKÜ YIRTIK ERKEK KEL KÖR KİRPİNİN YIRTIK KÜRKÜNÜ, KÜRKÜ YIRTIK DİŞİ KEL KÖR
KİRPİNİN YIRTIK KÜRKÜNE, KÜRKÜ YIRTIK DİŞİ KEL KÖR KİRPİNİN YIRTIK KÜRKÜNÜ,
KÜRKÜ YIRTIK ERKEK KEL KÖR KİRPİNİN KÜRKÜNE EKLEMİŞLER.
KARABURUNLU KABADAYI KADİR, KAFAKAĞIDINI KADİRLİLİ KADİRBİLMEZ
KAPKAÇÇI KASIM LA KAHİRE DEKİ KALECİKLİLER KAHVEHANESİNDE KALAMARLA KAFURU
SATAN KAPAROZCU KUZGUNCUKLU KOZMONOT KAZIM A KAPTIRMIŞ.
KİLİSLİ KİKİRİK KİLİMCİ KİLİZMAN DAKİ KİLİTLİ KİLİSEDE KİMLİĞİNİ
KİMSEYE SEZDİRMEDEN KUCAK KUCAK KUSKUSLU KUŞKONMAZI KUKUMAV KUŞUNA, KİŞİLİKSİZ
KULAĞAKAÇAN KİRLİ KİRLOZ KİRPİYE DE KUŞADASI NIN KUŞHANESİNDEKİ KUŞBAZLI
KUŞBAZLA BİRLİKTE ÖNCE KİŞNİŞLİ KUŞÜZÜMÜNÜ SONRA DA KUMLA NIN KUMLU KUMLU
KUŞKİRAZINI YUTTURMUŞ.
KINIKLI KILIBIK KIRPINTI KIYASETTİN, KIRIMLI KILKUYRUK KITMİRİ KIKIR
KIKIR KIKIRDATARAK KÜSKÜTÜK KÜÇÜMEN KÜFECİ KÜLHANİYLE KÜLÜSTÜR KÜRŞÜT I
KÜLÜNKLÜ KÜNGÜN ÜSTÜNE KÜTTÜDEK DEVİRDİ.
KOCA KOKOZ KOKAİNOMAN KOKORAZLANA KOKOROZLANA KAZABLANKALI KOZMONOT
KÖSTLER E; KÖK , KOK, KÖKEN, KÖK SÖKMEK, KOKOREÇ, KÖKMANTAR, KÖKNAR, KÖÇEKÇE,
KÖRKANDİL, KREMATORYUM, KÖSNÜKLÜK NE DEMEK DİYE SORMUŞ.
YALANCIOĞLU YALINCIK YAYLADIĞININ YAHNİSİNİ YAĞSIZ YİYEBİLİRSE DE
YAYLADIĞININ YAĞLI YOĞURDUNDAN, YÜKSEKOVA NIN YUSYUMRU YUMURTA YUMURTLAYAN
TAVUKLARINDAN, BİR DE YÖRÜK AYRANIYLA YUFKASINDAN ASLA VAZGEÇMEZ.
GÜNEYLİ GİRGİN GAMMAZ GALİP GAVURDAĞI NDA GÜPEGÜNDÜZ GALEYANA GELMİŞ
DE GÜLGİLOĞLU GAZİANTEPLİ GAZUP GAZİNOCUYU GÜLKÖYLÜ GİTARİSTLE BİRLİKTE
GÜMÜŞHANE YE GÖNDERMİŞ.
GEÇEN GECE GEMEREKTEN GEDİZ E GELEN GEBZELİ GEZGİNCİ GİZEMCİLERDEN
GİTARİST GENERAL GENZEL, GENÇLERE, GERÇEKDIŞILIKLA GERÇEKLİK DIŞI İLİŞKİLER
ARASINDA NE GİBİ BİR GEÇERLİLİK GERÇEKLİĞİ OLDUĞUNU SORDU.
GALAT KULESİ KAPISI KARŞISINDAKİ KURU KAHVECİNİN GIGISI ÇIKIK, DİŞ
KIRIK, KURBAĞA KAFALI, KARAKONCOLOS KALFASI HAKKI KARIŞIKLIĞA GETİRİP KAHVEYE
KAVRUK KAKULE KIRIĞI KATTI.
HAHAMHANEDE HAMAMBAŞI HAHAMI HOMUR HOMUR HOMURDANIR GÖRÜNCE, HEMENCECİK
HEYECANLANDI, HIZLANDI, HOŞNUTSUZ, HIRÇIN HIRÇIN GİDERKEN BİRDEN BİRE
KARŞISINDA BELİRİVEREN HOLLANDALI HELGA YA ; HAH, TAMAM! HAYDI, HOHLA, HEMEN
HOH DE BAKAYIM! DEDİ.
BATI TEPEDE TAHTA DEPO DİBİNDE BEYTUTET EDEN PUTLU DEDE TEKKESİNDEN
MNATRUT BİTLİ VEDAT, DAR DEREDE TATLI DUTTAN DÜRÜLÜ PİDE YUTUP PÖSTEKİ DİDE
DİDE DÖRT AYDA DÖRT TÜRLÜ DERDE TUTULDU.
BİR PİRİNCİ BİRİNCİ BULUŞTA BİR İNCİ GİBİ BİRBİRLERİNE BAĞLAYIP
PERLEPE BERBERİ BASTIBACAK BEDRİ İLE BERABER BURSA BARINA PARASIZ GİDEN BU
PAYTAK BUDALA, BABASI TOPAL BADİ DEN BİDERLİ BİR PAPARA YEDİ.
BALDIRAN DALLARI BALLANDIRILMALI MI, BALLANDIRILMAMALI MI? SONRA O BALA DALDIRILAN BALDIRAN DALLARI
DALLANDIRILMALI MI, BALLI DALLA DALLANDIRILMAMALI MI?
TİTİZ, TEMİZ, TENDÜRÜST DADIM, TADINI TATTIĞI TERE DEMETİNİ DİDE DİDE
DAĞITTI DA HİDDATİNDEN HEM DUT DALINDA TAKILI DURAN DIRILTI DÜDÜĞÜNÜ ÖTTÜRDÜ,
HEM DE DİDİNE DİDİNE DEDİM DEDİ, DEDİM DEDİ DEDİ DURDU.
ÜSTÜ ÜÇ TAŞLI TAÇ SAPLI ÜÇ TUNÇ TASI ÇALDIRAN MI ÇABUK ÇILDIRIR, YOKSA
İÇ İÇE YÜZ TON SAÇ KAPLI ÇANI KALDIRAN MI ÇABUK ÇILDIRIR?
ÜÇ TUNÇ TAS HAS KAYISI HOŞAFI.
AL BU TAKATULARI TAKATUKACIYA TAKATUKALATMAYA GÖTÜR. TAKATUKACI
TAKATUKALARI TAKATUKALALAMAM DERSE, TAKATUKACIDAN TAKATUKALARI TAKATUKALATMADAN
AL GEL.
ELALEM BİR ALADANA ALDI ALADANALANDI DA BİZ BİR ALADANA ALIP
ALADANALANAMADIK.
KIRK KIRIK KÜP, KIRKININ DA KULPU KIRIK KARA KÜP.
A BE KURU DAYI, NE KURU SARI DARI BU DARI A BE KURU DAYI?
İBİŞ LE MEMİŞ MAHKEMEYE GİTMİŞ, MAHKEMELEŞMİŞ Mİ, MAHKEMELEŞMEMİŞ Mİ?
ŞU KARŞIDA BİR DAL, DALDA BİR KARTAL; DAL SARKAR, KARTAL KALKAR;
KARTAL KALKAR, DAL SARKAR. DAL KALKAR, KARTAL SARKAR, KANTAR TARTAR.
BU YOĞURDU SARMISAKLASAK DA MI SAKLASAK, SARMISAKLAMASAK DA MI
SAKLASAK?
SİZİN DAMDA VAR BEŞ BOZ BAŞLI BEŞ BOZ ÖRDEK, BİZİM DAMDA VAR BEŞ BOZ
BAŞLI BEŞ BOZ ÖRDEK, SİZİN DAMDAKİ BEŞ BOZ BAŞLI BEŞ BOZ ÖRDEK BİZİM DAMDAKİ
BEŞ BOZ BAŞLI BEŞ BOZ BAŞLI BEŞ BOZ ÖRDEĞE; .SİZ DE BİZCİLEYİN BEŞ BOZ BAŞLI
BEŞ BOZ ÖRDEK MİSİNİZ, DEMİŞ.
ULAMA
Diksiyonun özelliklerinden biri de ulamadır. Bir kelimenin sonundaki
sessiz harfin, ardından gelen kelimenin sesli harfi ile birleştirilerek
seslendirilmesine ulama denir.
Gayret etmelisin - gayre –detmelisin
Miras olarak mira solarak
Mecbur ediyor mecbu
rediyor
Tesir eden tesi reden
Sıyırıp attıktan
sıyırı battıktan
Dikkat edileceği dikka dedileceği
Mal oluyor mal loluyor
Aynalık etmektir aynalı ketmektir.
VURGU
Konuşma sırasında kelimelerin tüm heceleri aynı tonda ve aynı vurguyla
okunmaz. Tüm dillerde kelimelerin farklı hecelerine vurgular yapılır. Bu
vurgular konuşmanın doğallığını oluşturur. Tek düze ve tek tonda çıkan bir
konuşma akışını düşünün. Bilgisayar makinelerine okutulan konuşma metinlerini
dinlemişsiniz bu vurgu monotonluğunu açık bir şekilde gözlemlemişsinizdir. Her
dilde kelimelere yapılan vurgu monotonluğu açık bir şekilde
gözlemlemişsinizdir. Her dilde kelimelere yapılan vurgu yerleri değişebilir.
Kelimenin bir hecesi üzerinde mutlaka ses baskısı (vurgu) vardır. Türkçe de
kural olarak vurgu son hece üzerindedir. İstisnalar hariç kelimeye ekleme
yapıldıkça vurgu son heceye doğru kayar.
Hece,
heceler, hecelerde, hecelerdeki,
Bazen vurgu sondan
önceki hecelerden birine yapılabilir.
1 ilk hece; vurgu
ilk hece üzerine yapılır.
Ankar, samsun,
erzurum, izmir, konya, urfa, paris, akdeniz, marmara, karadeniz, dikmen,
çankaya, topkapı….
2—ortadaki hece;
vurgu ortadaki hece üzerine yapılır.
Erzincan. Edirne,
sakarya, denizli…..
3—zarf ve
bağlaçlar; zarf ve bağlaçlarda vurgu ilk hece üzerine yapılır.
Niçin, sonra, önce,
ancak, ayrıca, yalnız, henüz, ansızın, nasıl, hangi…
4—ekler; türkçe
kelimenin aldığı bazı ekler vurguyu bir önceki heceye kaydırır.(ce, lema,
me,-im, sin, -se, sa)
Sence, benimle,
okuma, yazdırma, giderse, bilirsin…
5—ünsüzler; türkçe
de sert ve gürültülü çıkan bazı ünsüz sesler vurguyu bulundukları hecenin
üzerine alırlar. (ç,p,k,r,ş,z)
Kaçtım, yokmuş,
saptı, ordu, şaştı, ezdi…
6-soru eki;
türkçede soru eki vurgu almaz vurgu önceki heceye yapılır.
Geldin mi, yaptın
mı, buldun mu, verdin mi…
7—heceler;abartı
amacı ile kullanılan bazı heceler vurguyu kendi bulundukların heceye alırlar.
Sımsıkı, koskoca,
binbir, büsbüyük, bambaşka…
8—olumsuzluk eki:
türkçede olumsuzluk eki vurgu almaz önceki heceye kaydırır.
Gelme, yapma,
tutma, sevme….
9—soru; metinler
veya cümleler de soruya göre vermiş olduğumuz cevap cümlenin odak kelimesidir
bu kelimeye vurgu yapılır. Buna odaklama denir.
Pireli peyniri
perhizli pireler tepelerse pireli peynirlerde pır pır pervaz ederler.
Hangi pireler?
Ne yaparlarsa?
Nasıl pervaz
ederler?
Vurgu konuşmanın
müzikselliğini ortaya çıkarır konuşma dilinde tüm seslere belirgin bir şekilde
vurgu yaparsak anlaşılırlığı arttırdığımız gibi hoşa gidicilik özelliği de
ortaya çıkar.
İyi bir konuşmacı
başkalarını sükunet ile anlattığı şeyi kudretk ve cazibiyetle anlatan kişidir.
ALIŞTIRMA -17
Aşağıdaki parçayı
“ussal anlatımla okuyunuz. Durak, vurgu ve tonlamalarda duygusal tavırdan
kaçınınız…
Bugün sizlere var
edilmiş ağaçların birincisinden, zeytinden bahsetmek istiyoruz.
Zeytin, ilk kutsal
kitapta da, son kutsal kitapta da, gılgamış destanında, klasik mitolojide,
tevrat ta, incil de ve kur an-I kerim de de adı geçen bir ağaç.
Tufan I
hepimiz biliriz. Hani, bütün karaların
denizlerle birleştiği, dünyanın sularla kaplandığı büyük felaket… gılgamış
destanı bir gemi dolusu insan ve hayvanın başlarındaki kişiden utrapişti olarak
bahseder. Klasik mitoloji bunu dudalyan olarak yazar. Incil de ve kur an I
kerim de ise karşımıza hazreti nuh çıkar.
Yağmur dindiğinde
ortalığı kolaçan etmesi için gönderdikleri güvercin, gagasında bir zeytin dalı
olarak döner. Kurtulmuşlardır. Gemiden indikleri yer ister cilo olsun, ister
ağrı dağı; ikisi de anadolu dadır, hemen bu zeytin dalını dikerler ve gözleri
gibi bakarlar.işte böylelikle var edilmiş ağaçların birincisi olur zeytin…
Zeytinin
anayurdunda yaşıyoruz. Anadolu da yaşıyoruz.
Zeytin delicesinin
kökleri, hangi toprağın akdeniz toprağı olduğunu, harita çizen coğrafyacıdan ve
sınırlar çizen diplomatlardan daha iyi bilir der halikarnas balıkçısı… batı
anadolu kadınları çok güzel kokarlar, çünkü onlar doğal zeytinyağı sürer demiş
homeros…
ALIŞTIRMA 18
Ussal anlatı yı
anlatırken duyguya başvurulmadan yapılan anlatım biçimidir. Demiştik. Haber
metinlerini bu tip anlatıma örnek olarak verebiliriz. Şimdi aşağıda haber
metinini okumaya çalışın.
ŞEYH EDEBALİ NİN
OSMAN BEY E NASİHATI
Oğul;
İnsanlar vardır,
şafak vaktinde doğar, gün batarken ölürler!
Unutma ki dünya
sandığın kadar büyük değildir.
İki paralık güneşe
aldanıp sonra da karda, ayazda kavrulup gitme!
Güçlüsün,
akıllısın, söz sahibisin!
Ama;
Bunları nerede,
nasıl kullanacağını bilmezsen,
Sabah rüzgarında
savrulur gidersin.
Öfken ve benliğin
bir olup aklını yener!
Daima sabırlı,
sebatlı ve iradene sahip olasın.
Azminden dönme! Her
sözü üstüne alma
Çıktığın yolu,
taşıyacağın yükü iyi bil!
Her işin gereğini
vaktinde yap!
Açık sözlü ol! Her
sözü üstüne alma!
Gördün söyleme,
bildin bilme!
Sözünü unutma! Sözü
söz olsun diye söyleme!
Ananı, atanı say,
bereket büyüklerle beraberdir.
Sevildiğin yere sık
gidip gelme, muhabbetin kalkar, itibar olmaz.
Üç kişiye acı;
Cahiller arasında
alime,
Zenginken fakir
düşene,
Hatırlı iken
itibarını kaybedene!
Unutma ki; yüksekte
yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.!
Düşmanını çoğaltma,
düşmanlığın başnı da sonunu da sen belirle!
Haklı olduğunda
kavgadan korkma!
Bilesin ki;
Atın iyisine doru,
yiğidin iyisine deli derler!
GÜL ŞİİRLERİ
Gül gül dedi bülbül
güle gül gülmedi gitti
Bülbül güle gül
bülbüle yar olmadı gitti
-laedri
Berg-i gülle
andelib-i zarı tekfin ettiler
Bir gülistan
beytini üstüne telkin ettiler
-izzet molla
Gül ile bülbülü
sordum, o gonca güldü dedi
Benim gibi sana
yok, senin gibi hezar bana
-kırımlı ali
Suya versin bağban
gülzarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz
yüzün teg verse bin gülzare su
-fuzuli (Su
kasidesi nden)
Bir mevsim-i
baharına geldik ki alemin
Bülbül hamuş, havz
tehi, gülsitan harab
-izzet molla
Gül çehresinin şem
ine pervaneyin yan
K anın gibi can
yandurıcı nar ele girmez
-seyyid nesimi
Gerek ağla gerekse
gül cihan fariğdur ey bülbül
Kimine ateş olur
gül kimine gülsitan ateş
-necati bey
Kangı gülşen
bülbülü söyler fuzuli sen kimi
Kangı bülbül nalesi
feryad u efganınca var
-fuzuli
Sana benzer cihan
içinde yok gül
Benüm teg dahi bir
biçare bülbül
-muhibbi
Gül gülse daim
ağlasa bülbül ace. Değil
Zıra kimine ağla
demişler kimine gül
-baki
Sine gülzar-ı
mahabbet nale bülbüldür bana
Vakt-i dağ-efruzi-i
dil mevsim-i güldür bana
-naili
Zevk-i gam dilde
midir dağda mı tende midir
Neşve bülbülde
midir gülde mi gülşende midir
-nabı
Gül gülşeni ter
eyledi sohbet sana kaldı
Bülbül yine
meydan-ı mahabbet sana kaldı
-nabı
Gonca gülsün gül
açılsın cuy feryad eylesin
Sen sus ey bülbül
biraz gülşende yarim söylesin
-nabı
Gönül ağyar için
incinme yare
Gül olmaz bağ- ı
alemde dikensiz
-laedri
Zaman o gül gibi
gül görmedi zaman olalı
Gülün güzelliği
dillerde dasitan olalı
-yahya kemal
Okunur dilde
destanın
Açılır bağ u
bostanın
Sen bakığın
gülistanın
Gülleri solmaz
allah ım
-yunus emre
Seyrümde bir şehre
vardım
Gördüm sarayı
güldür gül
Sultanının tacı
tahtı
Bağı duvarı güldür
gül
Gül alırlar gül
satarlar
Gülden terazi
tutarlar
Gülü gül ile
tartarlar
Çarşı pazarı güldür
gül
Ağ gül ile kırmızı
gül
Çift yetişmiş bir
bahçede
Bakışırlar hara
karşı
Harı ezharı güldür
gül
Toprağı güldür taşı
gül
Kurusu güldür yaşı
gül
Has bahçesinin
içinde
Serv ü çınarı
güldür gül
Gülden kurulmuş bir
çadır
İçinde ni meti
hazır
Kapıcısı ilyas
hızır
Nanı şarabı güldür
gül
-ümmı sinan
Gül ağlama gül bize
Ele diken gül bize
Gül olanın yüzünde
Gül açılır gül bize
Açılalım güller ile
Ötelim bülbüller
ile
Diyelim pak diller
ile
La ilahe illallah
Aziz mahmud hüdayı
Daim akmaktadır
çeşmimin yaşı
Garib bülbül gibi
güllere düştüm
Öldürün rakibi
sevabı çoktur
Güzel sevdi deyu
dillere düştüm
Coşkun sular
gibi çağlar akarken
Bülbülü çoğalmış
güle bakarken
Dahi açılmadık
güller kokarken
Gül kıymedin bilmez
ellere düştüm
-gedayı
Bahçede açılan
güller
Dalında öten
bülbüller
Bizi zemmeyleyen
diller
Çürür amma neden
sonra
-aşık ömer
Yıkılmış dilberin
mamur illeri
Susmuş bülbül söylemiyor
dilleri
Dağılmış sümbülü
solmuş gülleri
Yüzüne dökülmüş
teller perişan
-karacaoğlan
N ola tacım gibi
başımda götürsem daim
Kademi nakşını ol
hazret- i şah-ı rusulün
Gül-i gülzar-ı
nübüvvet o kadem sahibidir
Ahmeda durma yüzün
sür kademine o gülün
-sultan ahmed
Vıranelerin yasçısı
baykuşlara döndüm,
Gördüm de hazanında
bu cennet gibi yurdu!
Gül devrini
bilseydim onun, bülbül olurdum;
Ya rab, beni evvel
getireydin ne olurdu?
-mehmet akıf ersoy
Eğilmiş arza,
kanar, muttasıl kanar güller,
Durur alev gibi
dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı?
Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisan-ı
hafıdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havaları
seyret ki akşam olmakta.
-ahmed haşim
Ölüm asude bir
bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde
buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler
altında kalan kabrinde
Her seher bir gül
açar; her gece bir bülbül öter.
-yahya kemal
Sen gül dalında
gonca
Ben dağ yolunda
yonca
Sen açılıp gülersin
Ben sararıp solunca
Can işte… canan
hani?
Derd işte…derman
hani?
Gönül sarayı bomboş
Beklenen sultan
hani?
-orhan seyfi orhon
Görüp el değmedik
alımda beni
Seyredin, seyredin
dalımda beni
-arif nihat asya
Yoktur tanıyan…ne
lamba görmüş, ne şafak;
Günlerden uzaklarda
ve gözlerden uzak
Güller bilirim ben
ki karanlıkta açar…
Güller bilirim ki
açmamış, açmayacak!
-arif nihat asya
Gül gülmesidir bu
gelen gece
Bu gelen gece gül
gülmesidir
Bülbül sesidir bu
gelen gece
Bu gelen gece
bülbül sesidir
-mustafa özer
Dün yeniden doğru
dünya
Alem yeniden var
oldu onunla
Onun adı anıldı
Her şey onundu dün
Yeniden doğmuştu
güneş
Çocuklar gülmüştü
ilk kez
İlk kez güller bu
kadar kırmızıydı
Ve gül kokusu
yayılmıştı yeryüzüne
-recep garip
Dünya sürgünde
gülistandır
Onda ay yüzlü bir
gül vardır
Dünya ki o ay yüzlü
güle
Gülistan olmak için
vardır
-mahmut çetin
Benim hülyam
nereden
Nerede kibirli gül
Bir ömür öter ben
de
Ben de ölür her
bülbül
…..
Mevsimlerin gül
asrında büyüsün
Asırların gül
çağında uyusun
Çağların gül,
devirlerin gül endam
Sağların gül,
ölülerin gül endam
…..
Gül yağmurun bir
sonraki adıdır
Gülün mecnunudur
bütün çiçekler
Sonsuzluk gül,
sensizlik gül, gül pusat
Gül cemresi, gül
yağmuru, gül hasat
Gülü sevenlerin
yoktur karası
Kurşundan beterdir
gülün yarası
….
Düş yollara, iki
gözün aksa da
Kavuş güle, gül
seni bıraksa da
-nurullah genç (gül
ve ben den)
Ey hüsnün, çilenin,
sabrın sesi
Sıcak çöllerin ılık
nefesi
Efendiler birer
gül, sen güllerin efendisi
Topraktan ateşe gül
düştü
Gülden ateşe yaş
düştü,
Sonunda bizim
payımıza
Ateş gibi yanan
güller düştü….
-mustafa yavuz
Gel ey, konuşurken
dudaklarına
Tebessümler karışan
Gel ey, yüzüne
üzgünlerin üzüntüsünü
Dağıtmak yaraşan
Gel ey, ateş-i
aşkına yanmak için
Aşıkları birbiriyle
yarışan
Gel ey, güllerin
efendisi
Gel ey, bitir
bitmeyen hasretini içimizde
Gel ey, onsuz
mutluluk bulamadığımız
Gel ey, kendisine
layık olamadığımız
Gel ey, güllerin
efendisi
-iskender
pala(eserin bütününden seçme)
Gece gündüz, kendi
kendime soruyorum; bunu nasıl yaptım diye.
Evet, bunu
yapacağım. İşte o kadar!
Ümit/ümitsizlik;
Evet, herkes bu
işte kazanacağımı söylüyor.
Artık herşey bitti,
kurtuluş umudu yok.
ALIŞTIRMA 16
Aşağıdaki parçayı
duraklama çizgilerine uyarak okuyunuz.
Hayır/öyle
düşünmüyorum//o eskidendi// yanıldığımı çok iyi anladım// arkadaşlarım da beni
kışkıttı// bunu herkes biliyor//siz de bilirsiniz// şimdi gerçekleri anladım/
anladım işte// ama iş işten geçti// bunca acı/ bunca çile çektim/yakınlarıma da
çektirdim// ne oldu/// biz aldandık/ daha doğrusu aldatıldık// bir takım güzel
kavramlarla/ aklımızı çeldiler/// açıkcası avladılar bizi/ başka türlü nasıl
anlatayım bu gerçeği// delikanlıydık ya/// gençlik coşkularımızı sömürdüler
işte/ neyse/ bütün bu aldanışlarımızın hiç mi yararı olmadı// olmaz olur mu///
zamanından önce olgunlaştık/ dünyayı ve insanları daha yakından tanıdık// şunu
da söyleyeyim/// dünyada en büyük öğretmen/ acıymış meğer// hani bir halk
türkümüz vardır// ben çok severim o türküyü/// acıyı çekmeyenin yüreği
yarı/der// bizim de yüreğimiz acılarla bütünleşti ağabey// sakın yanlış
anlama///günah çıkarıp/ kendimi suçlamıyorum// değil/// dünyaya yeni bir bakış
kazanıdığımızı söylemek istiyorum/ deminden beri bunu anlatmaya
çalışıyorum//ama insan yaşadığı bir şeyi/tamamı tamamına anlatamıyor ki işte///
bir şeyler yarım kalıyor besbelli///
DURAK
Söz söylemenin
doğallığı çerçevesinde soluk alma ve duraksama yapılır. Soluksuz ve duraklamsız
bir konuşma monoton olduğu kadar anlaşılabilme eksikliği de doğurur.
Zamanlama başarılı
olmanın anahtarı, duraklamada zamanlamanın sırrıdır. Duraklama becerisi söylev
ya da sunumun başından sonuna kadardır. Konuşmanın büyüsünün en gerekli ama en
az bilinen öğesidir duraklama.
Konuşma dili ile
yazı dili arasında belirgin farklılıklar vardır. Yazı dilindeki durakların
konuşma dilinde aynen kullanılması anlaşılabilirliği zedeleyebileceği gibi
pratik olarak da bu pek mümkün değildir.
Konuşma dilinde
metin akışına göre duraklar oluşturmak zorundayız. İki önemli terimi iyi
anlamalıyız.
Durak; sadece
durduğumuz soluma yapmadığımız kısa aralardır.
Soluk; hem
durduğumuz hem de soluduğumuz biraz daha uzunca olan aralardır.
Kurallar;
1-durak ve soluğun
mutlaka gerekli olduğu durumlar
•
Her paragraf
arasında bölüm başlarında, sonlarında,bölümler arasında.
•
Tırnak içinde
yazılan başkasına ait sözlerden önce (bana geldi,/// kendimi çalışmaya
adadım/// dedi)
•
Herhangi bir
sorudan veya cevaptan sonra (niçin daha çok çalışmayalım?///istersek bunu
başarabileceğimizi biliyoruz)
•
Parantez veya iki
virgül arasında.(biliyorum/bana inanmayacaksınız/doğrusu budur./bir gün
(çöllerde susuz kalan yolcular gibi bi gerçeklere çok muhtaç olacaksınız)
Durak (/) durak ve soluk(//)
Aşağıdaki şiiri durak işaretlerine göre okuyunuz.
Ağlasam/ sesimi duyar mısınız mısralarımda;//
Dokunabilirmisiniz göz yaşlarıma /ellerinizle?
Bilmezdim/ şarkıların bu kadar güzel,/
Kelimelerin ise kifayetsiz olduğunu,/
Bu derde düşmeden önce.//
Bir yer var,/ biliyorum;/
Herşeyi söylemek mümkün,//
Epeyce yaklaşmışım,/duyuyorum/
Anlatamıyorum///
Nasıl sessiz ortalık//
Kasrın nefesi kesilmiş//
Herkes nasıl bekler,/
Herkesin yüreği nasıl tetikte,//
Kanı çekilmiş her yerin,/
Kasrın duvarları bir nabız gibi atmakta,//
Mızrağın gölgesi uzar durur kuru toprakta,/
Çatlamış dudakları toprağın.///
TONLAMA
(ALT METİN ÇALIŞMASI)
Diksiyon ve güzel konuşmanın kilit noktası özelliklere kelimelere
cümlelere hayat verme duygu vermeyle başlar. DÜŞÜNCE-DUYGU-NEFES-SES
Tonlama yaparken parçada sizi en çok etkileyen kelimeyi veya cümleyi
seçin. Sonra karanlık bir yerde olayın bütün ayrıntılarını düşünün. (yer,
zaman,kişiler vb)
Ardından bunun nefesinin ne olduğunu düşünün. Metinlere yetişkin gibi
değil çocuk gibi çocuk saflığı ile bakın. Küçük fısıltılar duyguları ortaya çıkartır
ve olayı duymanıza yardım eder. Sonra da iyice yoğunlaştıktan sonra okumaya
geçin. Bir metni okurken her kelimeyi
düşle zihninde görsel bir fotoğraf oluştur kelimelere hayat ver.
Metin başkalarına aittir ama ait metin bize aittir.x
X
Aşağıdaki cümle hangi duygu durumundaki bir insan tarafından
söylenmiştir.
O, hiç içine girmediğim pembe, iki katlı , bahçesi havuzlu evi asla
unutmadım.
DÜŞÜNCE-DUYGU- NEFES-SES
Dostlar,romalılar, vatandaşlar beni dinleyin!
Ben sezarı gömmeye geldim övmeye değil!
DÜŞÜNCE-DUYGU-NEFES-SES
•
Merhaba
•
Mernaba
•
Nasılsın?
•
İyiyim
•
Çıkalım mı?
•
Sen bilirsin…
Bütün kelimeleri
aynıymış gibi söyleyin oysa her kelimenin ayrı bir duygusu vardır.
İki kişi eş olup
bir alt metin oluşturup bunları tonlayın. Sonra diğerleri aralarındaki
ilişkinin seviyesini tonlamadan anlamaya çalışın.
DÜŞÜNCE-DUYGU-NEFES-SES
•
Yapmayın canım öyle
söylemeyin
•
Ne demek! Öyle
söylemeyim mi?
•
Hayır söylemeyin!
•
Neden
söylemeyecekmişim sanki?
•
Sonra size
söylediği sözün manasını bilmiyor derler.
•
Kim ne dernse
desin, ben sana benim verdiğim söz yerine gelmeli diyorum o kadar.
DÜŞÜNCE
–DUYGU-NEFES –SES
Sözcüğümüz; ŞİMDİ
Bu sözcüğü ,
karşısında belirtilen değişik anlamları içerecek biçimde tonlamaya çalışın.
-şimdi hemen.
-şimdi…..kafanı
patlatacağım!
-şimdi…..gelelim
asıl konumuza.
-şimdi…..diyelim ki
,sen şurdasın…
-şimdi….canım
sevgilim, güzelim!
-şimdi…tövbe tövbe!
-şimdi…ne desem
bilmem ki…
-şimdi… işte herşey
mahvoldu!
-şimdi geldim
diyorum, anlamıyor musun?
Daha fazla
bekleyemem;ya şimdi ya hiçbir zaman!
Anlamadım, şimdi mi
diyorsun?
Sonra değil, şimdi!
Şimdi iş değişti.
Ne! Şimdi diyen sen
değil misin?
Şimdi mi?
Kesinlikle olanaksız.
Sen şimdi onu bunu
bırak da ötekinden söz et.
Şimdi şuradaydı.
Sözcüğümüz evet
Evet kabul ediyorum
Evet…… öyle diyelim
Evet….. olsa da
olur, olmasa da ….
Evet…..kesinlikle
öyle
Evet vay canına
Evet çok iyi anlıyorum
Evet…burama geldi
Evet kaç defa söyleyeceğim
Evet…ama, başka
türlü de düşünebiliriz.
Evet…allah cezanı
versin.
Lüpçüler,lütfen
lüzumlu lüzumsuz lakırdaları bırakın da lüferinizi yeyin, lülelerinizi
tüttürün.
Bu tekerlemeyi
aşağıda belirtilen anlatım çeşitliğinde vurgulayarak tonlamaya çalışın.
1—doğal
2---kibarlıkla…..3---yalvararak……4---tehditle
Yüzme en iyi
denizde öğrenilir.
Sağlam lastik
tamiri yapılır.
Ben babamdan büyük
arabayı alırım
ALIŞTIRMA 14
Şimdi de hava
durumu ile ilgili soru cümlelerine geçelim. Aşağıda örnek olarak verilen
cümleleri yine ses bükümü ve duyuş vurgusu konusunda öğrentiklerimizi
uygulamaya çalışarak sorunuz.
-bilmeden sormak
Hava güzel değil
mi?
-iyice bilmeden
sormak
Hava güzel değil
mi?
-Güvensizlik
Hı hı! Havanın
güzelleşeceğine inanıyor musunuz?
-alay
Bu havaya güzel mi
diyorsunuz?peki iyimsersiniz doğrusu.
-sabırsızlık
Ah! Ne zaman hava
güzelleşecek acaba?
-muzafferce
Oh! İşte, ben hava
güzelleşecek demedim mi?
-öfkeli
Bu berbat hava
güzelleşmeyecek mi/
-şefkatli
Hava güzelleşmezse
biz de evde otururuz değil mi canım?
-kızgın
Bu hava
güzelleşmeyecek ve biz evde kapalı kalacağız, değil mi?
ALIŞTIRMA 15
Aşağıdaki
alıştırmada, birbirine zıt duygular anlatan çeşitli cümle örnekleri
verilmiştir. Bu zıt duyğuları ortaya çıkarmaya çalışınız
-emir verme/
yalvarma
Haydi! Çabuk buraya
gelin.
Ne olur, size
yalvarırım, beni dinleyin.
-merhamet/gaddarlık
Zavallı yavrucak;bu
yaşta bu acıyı çekmek…
Of ne berbat! Bir
köpek gibi kafa şişiriyor.
-inanç/kuşku
Bu ilerleme gün
gibi ortada; ona bütün varlığımla inanıyorum.
Eh, belki de
öyledir ama, bunu varlığını kim ispat
edebilir?
-böbürlenmek/alçak
gönüllülük
Bu işin ustası, hem
de biricik ustası benim.
Ben neyim ki ? hiç
onlarla bir tutulabilir miyim?
-sevgi/kin
Sizi çok seviyorum.
Onun varlığından
da, hatıralarından da nefret ediyorum.
-endişe/kaygısızlık
Of!şimdi ne olacak,
bu benim için büyük bir üzüntü.
Pöh! Bana ne?
Umrumda bile değil!..
-saygı/ küçümseme
Ona karşı o kadar
büyük bir sevgim var ki
Hıh! Ne olacak
aşağılık yaratık.
-karşı durmak/boyun
eğmek
Hayır, bana hiçbir
şey yapamazsın
Ne istersen yap,
hepsine boyun eğeceğim.
--hayranlık/nefret
Yarabbi, ne
güzellik!
Püf! Ne bayağılık
-cesaret/ korku
İster on, ister
yirmi kişi olsun, göğsüm açık bekliyorum
Eyvah! Görmüyor
musunuz, hayatınız tehlikede
-zevk duyma/acı
duyma
Oh! Ne hoş, mis
gibi kokuyor.
Ay! Ne
acıtıyorsunuz
-hiddet/tedbirli
davranma
Nasıl? Beni böyle
yapayalnız bırakıp gidiyorsunuz ha!
Hemen karar vermek
lazım, iyice düşünelim.
_ağar/ağırbaşlılık
Söylediklerinizi
nasıl anlayabilirim ki? Bunlar bir dehanın eseri!
Size yemin ederim
ki, söylediklerim ciddidir.
-irade/zayıflık
Gece gündüz,bütün
gücümle çalışacağım.
Benim savaşma gücüm
yok.
-hınç/acıma
Şunu bilin ki, bu
ona çok pahalıya mal olacak.
Zavallı adamlar!
Artık onlardan ne isteyebilirim?
-üzüntü/üzüntünün
geçmesi
Allah ım, nedir bu
başıma gelenler?
Çok şükür! Artık
korkacak bir şey kalmadı.
-açık kalplilik/iki
yüzlülük
Düşündüğümü size
açıkça söylüyorum.
Sizin tarafınızdan
beğenilmek için bütün servetimi feda ederdim.
-istek/isteksizlik
Ah! Eğer o benim
olsaydı!...
Saman! Ne yapayıl
olmazsa olmasın.
-zafer/yenilgi
İstediğim herşeye
sahip oldum
Herşeyimi
kaybettim, şerefimi de.
-cömertlik/bencillikx
Alınız. Alınız;bana
bu kadarı yeter.
Başkalarından bana
ne! Ben acı çekmeyeyim de…
-sabır /sabırsızlık
Acelemiz yok,
istediğiniz zaman.
Kabul edecek bir saniyemiz
bile yok!
-tehdit/vaat
Eğer böyle söyleyip
duracaksan, yıkıl karşımdan!
Neyim varsa hepsini
sana vereceğim.
-hayret/kaygısızlık
Nasıl!siz mi?
Sahiden siz misiniz?
Pekala, zaten öyle
olacağı belli idi.
/kışkırtma/yatıştırma
Ha gayret! Atıl!bir
hamle daha!
Hişt, hişt!
Kendinize geliniz, sakin olunuz.
-pişmanlık/taşkınlık